Yanlış anlaşılmak hiç bu kadar canımı sıkmamıştı ve hiç bu kadar acıtmamıştı içimi..
Söylenmemiş olsa bi laf ağzımdan asla çıkmaz konuşmamızda illa geçmişti ama konuştuğumuz konuyu tam hatırlayamıyorum.. tek bildiğim onun bana olan güveni sarsıldı ve ben ilk defa gerçekten konuştuğum bir laf için kendimden bu derece nefret ettim..özür dilerim B.E.Ş...

Birinin yükünü azaltmak için ömrünüzü adamaya hazırsanız tamam işte burda bir dostluk doğuyor demektir..
Bazen insanlar yanlış seçim yapmışlardır ve bunu fersah fersah ödemeleri acıdan başka bişi vermez işte böyle bir günde en sevdiğiniz insanlardan biri olan o kişinin yanında olmak ve kim ne derse desin onun arkasında durmak ona kayıtsız şartsız inanmak geliyorsa içinizden ve siz bunu yaparken aynı zamanda mutlu ettiğiniz gibi mutlu da oluyorsanız, onun bir gülüşü sizin içinizi de ısıtıyorsa içinizden atamayacağınız bir dostluk doğuyor demektir.. :) 48 saat aynı evde kalmayı aklınızdan bile geçirmediğiniz o kişi artık ömrünüzün kalan bütün dakikalarında beyninizin ve kalbinizin daima içinde olacaktır. O hep gülsün, eğlensin, neşeli olsun, isteyeceksiniz ve bunların olması için elinizeden geleni de yapacaksınızdır.. Çünkü; ben öyle yaptım ve yapmaya da devam edeceğim onun gülmesi için gerekirse hiç olmadık yerde benden hiç beklenmeyeceği bir anda ve şekilde şebeklik yapar yine de güldürürüm onu.. Ama herşeyden önce kayıtsız şartsız güvenirim ona herkesten çok severim ve gerekirse herkesten önce tutarım onu.. Ben değer verdiysem ona kimse acıtamaz canını yaşadığım sürece yoksa katili olurum onu acıtanın, ağlatanın, canını sıkanın..! Onun omuzunda ağladığım günleri unutmam asla.. Onu benim omuzumda ağlatan kişinin de unutulmayacaktır adı aklımda. Yalnız olduğunu sanıp yüklenemez kimse ona ve kimse arkasından asla ileri geri konuşamaz konuşturmam! Eğer bende D.T isem B.E.Ş'in canını yakanın hayatını, ömrünü karartırım.. BİTANEMİ AĞLATANIN CANINI ACITIRIM..!

Kale gibi ama küçük..

Zaman çok çabuk değiştiriyor bazı şeyleri.. Öyle ki dün sizin için herşey olan insanlara bu gün nimet olsalar bakmayacak duruma gelebiliyorsunuz.. İşte tam da böyle bir zamanda küçük bir taş olsa elinizde ayağınızın önüne koyup üstüne bassanız orası sizin kalenizdir.. Bilesiniz. Ben küçük bir taştan büyük bir kale yaptım sıkı sıkı ördüm duvarlarımı hangi güç yıkabilir benim zindanlarımı hangi güç çkarabilir oraya hapsettiğim gülüşlerimi.. Hiçbir güç.. Çünkü hiçbir güç harcanmadı sadece sırtımdan vurulmak yetti o zindan gecelerin inşaa edilmesine.. Eğer gerçekten yüreğimi ortaya koyarak yaşamam gerekiyorsa söylüyorum güvenmeyeceğim bu hayatta hiç kimseye..!  (d.t)

Boşa Geçmiş Aldanmışız..

Bu gün en güzel yağmurlar yağdı belki en soğuk rüzgarlardandı esen başımızda ama yine de ne sen hissettin yanından geçtiğimde ne de ben gördüm sen baktığında. Çünkü biz hiç akıl edilemeyecek derecede ters olan iki insan bir zamanlar çok yakın olmuşuz birbirimize. Çok uzun bir  zamanı harcamışız boşa biz seninle. ''Biz'' değiliz artık pardon ! Sen ve ben demeliyim.. Sen ve ben o kadar yanlış tanımışız ki birbirimizi çok boş şeylere gülmüşüz birlikte ve ben; bazen çok boş olan sana üzülmüşüm  başımı yastığa koyunca yanlış kişiymiş dert yandığım güvenim boynuna sarıldığım hani derler ya; Denize düşen yılana sarılır diye.. işte böyle bişi olmuşuz benim anlayamadığım.. Sonra bir gün görmemi sağlamışsın gerçek yüzünü ve ben o zaman tanımışım seni hey aldandığım.. O zaman tanımışım da iş işten geçmiş..

Uzun bir günün ardından..
Kendime; ''düşünmeye zaman kaldı mı?'' diye sormaktansa hiçbirşey düşünmemeyi yeğlediğimi farkettim bu gün.. Bir kaç aydır hiçbirşey düşünmemeyi yeğliyorum daha az yoruyor o zaman hayat ama bunun bi de öteki yüzü var ki hiç çekilmez oluyor akşamlar.. Yastığa başınızı koydunuz mu görüyorsunuz ki hiçbirşeyden kaçılmıyor. Gün içinde düşünmemek için köşe bucak kaçtığınız herşey o yastığa kafanızı koyduğunuz anda yapışıyor yakanıza ve o zaman güneşin doğuşunun ne demek olduğunu her seferinde ayrı bir duyguyla izliyorsunuz, anlıyorsunuz.. Yalnız kalıp kafa dinlemek bazen gerçekten işe yarıyor..